9.10.2014

AMANSIZ CİRO SEVDASI

Makro ekonomide genel kabul görmüş yaklaşıma göre; ülke ekonomilerinin daraldığı zamanlarda kara odaklanılırken, ekonomilerin büyüdüğü zamanlarda ise ciroya odaklanmak gerekir.
Daralma zamanlarında zaten daha fazla ürün satmak pek mümkün olamayacağından dolayı kar odaklı hedefler, ekonomilerin büyüdüğü zamanlarda ise talep sürekli yükseldiği ve canlı olduğu için daha fazla ürün satılabileceğinden ciro odaklı hedefler koymak daha makul ve ulaşılabilirdir.

11.07.2014

PAZARLA(MA)MAYA HOŞGELDİNİZ!!!


Günümüzde pazarlama kelimesinin önüne sürekli başka kelimeler eklenerek, pazarlama daha karmaşık ve zor anlaşılır bir hale getiriliyor. Sosyal medya pazarlaması, Konvansiyonel pazarlama, Dijital pazarlama, Yeşil pazarlama, Karanlık pazarlama, Gerilla pazarlaması ve Mobil pazarlama şeklinde pazarlama çeşitleri listemiz uzadıkça uzuyor.

Basit yöntemler, taktikler ve planlar sanki çok büyük stratejilermiş gibi insanlara mucizevi çözümler olarak sunuluyor. Yazılan, sayfalar dolusu binlerce makale ve hatta koca koca kitaplarda uygulanması gereken taktikler ve izlenmesi gereken yollar destansı anlatımlarla sıralanıyor.

24.06.2014

VERİ ≠ ENFORMASYON ≠ BİLGİ

            B. Trilling ve C. Fadel , “21. Yüzyıl Becerileri” (21st Century Skills) isimli kitaplarında sanayi devrimi sonrasında uzun süredir yaşadığımız sanayi çağının bitişi ile başlayan BİLGİ ÇAĞI ile birlikte günümüzde geçerli olan değer zincirini şu şekilde belirtiyorlar. (ayrıca bakınız; 21.YY. BECERİLERİ)

Data------İnformation------Knowledge ------Expertise ------Marketing------Services/Products

     (Veri)      (Enformasyon)        (Bilgi)             (Uzmanlık)       (Pazarlama)      (Hizmetler / Ürünler)
 

19.06.2014

İNSANLARI DUYGULAR MI YOKSA MANTIK MI İKNA EDER?


Sonda söyleyeceğimi baştan söylemekte fayda var. İnsanları duygular ikna eder.

Eğer tüketicilerin tekrar ve tekrar sizi ve ürünlerinizi tercih etmelerini istiyorsanız,  artık günümüzde sadece iyi bir pazarlamacı olmanız yeterli değil, aynı zamanda iyi bir psikolog ve sosyolog olmanız gerekiyor.

2.06.2014

PORSCHE DENEYİMİ


Porsche’nin dünyanın en çok bilinen, marka farkındalığı ve algısı en yüksek otomobil markalarından biri olduğu şüphe götürmez bir gerçek. Hangi demografik özelliklere sahip olursa olsun, Porsche otomobillere hayran olmayan ve onlara sahip olmak istemeyen hiç kimse de yoktur sanırım. Fakat bir gerçek daha var ki, Porsche otomobiller yüksek fiyatlarından dolayı pek çok insan için sadece bir hayal olmanın ötesine geçemiyor.

Porsche hedeflediği müşteri kitlesi göz önüne alındığında kolay kolay konvansiyonel reklam araçlarını kullanarak kitlesel reklamlar vermiyor ki bana göre de doğru yapıyor. Düşünsenize televizyonda çok yaratıcı ve dikkat çekici bir Porsche reklamı var. Herkes izliyor, hayran kalıyor ve bu reklamı konuşuyor. Sonuç? Herkes tarafından zaten gayet iyi bilinen ve özel bir yere konumlandırılmış lüks bir markanın, normal şartlar altında o otomobili alamayacak olan milyonlarca kişi tarafından konuşulması. Reklamların zaten pek çok ürün için çoğu zaman sadece dikkat çektiği, farkındalık ve satış getirmediği düşünüldüğünde, bu tarz reklamlar Porsche için çöpe atılmış milyonlar anlamına gelirdi.


15.05.2014

MÜŞTERİ SADAKATİ İÇİN BEŞ DENEYİM


Deneyimsel pazarlama tüketimi bütünsel bir deneyim olarak ele alır ve insanların marka ile temas halinde oldukları her noktada onların kendilerini özel ve önemli hissetmelerini sağlayacak deneyimler yaşatılması gerektiğini ön görür.

Uzun zamandan beri firmalar kendilerini ürün tedarik eden firmalar yerine insanlığa hizmet eden firmalar olarak tanımlıyorlar. Örneğin; küresel kimya devleri kendilerini kimyasal üretiyor ve pazarlıyor olmanın çok ötesinde “kimya yaratan”, “Kimyasal çözümler üreten” ya da “Kimya hizmeti” veren şirketler olarak tanımlayarak markalarını konumlandırıyorlar.

Deneyim Hizmetten Daha Üstündür

5.05.2014

DENEYİMSEL PAZARLAMA





KAHVE ÇEKİRDEĞİNDEN STARBUCKS DENEYİMİNE

Günümüzde ürün ve hizmet pazarlaması yerini deneyim pazarlamasına bıraktı. Markalar, akıp giden yaşam içerisinde hedeflerine doğru koşan insanların hayatlarının bir parçası olmaya ve onların bu hedeflerine ulaşmalarına yardım etmeye çalışıyorlar. İster B2C isterseniz B2B pazarlarda faaliyet gösteriyor olun, markalar olarak bunu başarabilmenin yolu kayıtsız şartsız farklılaşabilmekten ve tüketicilere özgün bir marka değeri sunabilmekten geçmektedir.

16.04.2014

ELEŞTİREL DÜŞÜNME BECERİSİ: ŞİRKETLER İÇİN ÖNEMİ

            21. yüzyıl becerileri arasında belirtilen eleştirel düşünme, günümüz şirket yönetimlerinde son derece stratejik bir öneme sahiptir. Vizyon sahibi olan şirket ve patronların belirsizliklerle dolu geleceği daha net görebilmek ve buna uygun stratejileri hayata geçirebilmek için eleştirel düşünme becerisini bir kurum kültürü haline getirmesi gerekmektedir. Küresel rekabetin yaşandığı günümüzde alınan yanlış kararların sonuçları artık şirketler için çok daha ağır sonuçlara sebep olduğundan eleştirel düşünebilen ve bunu teşvik eden bir kurum kültürü, küreselleşen dünyada eskisinden olduğundan çok daha önemli bir hale gelmiştir.

11.04.2014

21. YÜZYIL BECERİLERİ

            Geçtiğimiz yılın Aralık ayı içerisinde Prof. Dr. Mustafa Özcan tarafından hazırlanan  OKULDA ÜNİVERSİTE: Türkiye’de öğretmen eğitimini yeniden yapılandırmak için bir model önerisi” başlıklı bir çalışma TÜSİAD tarafından yayınlandı. Ancak bu rapor da maalesef geleceğimizi ilgilendiren diğer önemli ve stratejik konular gibi kamuoyu gündeminde kendine hak ettiği yeri bulamadan geçiştirildi. Hâlbuki rapor çok önemli bir konuya ışık tutarak 21. yüzyılda daha iyi bir nesil yetiştirebilmek için öğretmenlerimize kazandırılması gereken becerileri sıralayarak eğitimde reformun da ancak eğitimin ruhu olan öğretmenlerin yenilenmesi ile mümkün olacağını belirterek köklü bir eğitim reformu öngörüyordu.

27.03.2014

TARAFTAR MÜŞTERİ BİR HAYAL Mİ?


Geçen yazımda bir pazarlamacı gözüyle toplumda oluşan olumsuz plastik algısının düzeltilmesi için tüm nefesimizi gelecek nesillere yani çocuklarımıza yönlendirmemiz gerektiğini çünkü algı yönetiminin en başarılı olacağı insanların çocuklarımız olacağını ifade etmiştim. Buradaki fikrimin üzerine geçen gün Sayın Temel Aksoy’un kendi web sayfasında yazdığı Markalar futboldan neler öğrenebilir? Başlıklı makalesini okuyunca “taraftar müşteri” yaratmanın mümkün olup olamayacağını sorgulamaya başladım.

16.03.2014

NE YAPIYORMUŞUZ? PLASTİKLERİ DOĞADA BIRAKMIYORMUŞUUUUUZ


Geçen Şubat ayında, içlerinde 6 yaşındaki kızım Elif’in de olduğu anasınıfı öğrencilerine “Geri Dönüşüm” üniteleri kapsamında yıllardır plastik sektöründe çalışan bir profesyonel olarak  “plastiğin geri dönüşümü” konusunu bizzat gönüllü olarak çizgi filmler ve örnekler eşliğinde karşılıklı sohbet ederek anlatmaya çalıştım. Zaman zaman bu yaş grubuna ilk defa sunum yapmış olmamın getirdiği acemilikler ve onlarda da 6 yaşın getirdiği hareketlilik ve merak nedeniyle kontrol altından çıkmış olsalar da genel olarak ilgilerini sürekli canlı tutmayı başardığımı söyleyebilirim. Her şeyin ötesinde bu sunumda şunu anladım ki bu yaş grubundaki çocuklar bağırmayı çok seviyorlar. Eğer ilgilerini çekmek istiyorsanız yeter ki onlardan bağırmalarını isteyin, bir anda ilgileri size dönüveriyor. Aşağıdaki videoda hep beraber bağıracağız dediğimde nasıl ilgilerini çektiğimi, ayağa kalkarak hareketlendiklerini ve motive olduklarını şaşkınlıkla ve gülümseyerek izleyebilirsiniz.




NEDEN YAZIYORUM?

         Hayatın her detayına ve zamanın ruhuna pazarlama profesyoneli gözüyle bakmayı ve bunlardan mesleğim ile ilgili bol bol dersler çıkarmayı seven biri olarak sahip olduğum fikir ve düşünceleri her türlü eleştiri ve yoruma açık olarak dile getirmek ve daha fazla şey öğrenebilmek adına bu bloğu hayata geçiriyorum. Satış, pazarlama, marka yönetimi, reklam ve halkla ilişkiler gibi alanlarda gerçek anlamda uzman olabilmek gerçekten çok zor olup yılların tecrübesini gerektiriyor. Nitekim bu blog da kendimi uzman olarak gördüğümden ötürü değil, önümde öğrenilmesi gereken bir derya olduğunun farkında olarak mevcut bilgi çağında düşünmek, sorgulamak ve strateji üretebilmek için atılmış bir adımdır.
Bu blogta fikir ve düşüncelerimi dile getirirken kendimi ve yıllardır içinde bulunduğum satış ve pazarlama sektörünü de yapıcı bir şekilde eleştirmeyi ihmal etmeyeceğim. İnternette yer alan ve sadece bilgi ileten yüzlerce pazarlama bloğundan bilgiyi üreterek ve sorgulayarak farklılaşmayı ve öz eleştiri yaparak sürekli gelişimi kendime misyon olarak belirlediğimi de ifade etmek istiyorum.
            Umarım bu konuda bir fark yaratmayı ve bir nebze de olsa çok sevdiğim ülkemin insanlarına fayda sağlayacak bilgiyi üretmeyi başarabilirim.
Saygılarımla,
Fatih YILDIZ